İtirazın iptali davası; 2128 Sayılı İcra İflas Kanunu mad. 67/I -III, V’de düzenlenen, borçlunun itiraz ile duran ilamsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınması maksadıyla açılan bir tür eda davasıdır.
KANUNİ DAYANAK
2128 Sayılı İcra İflas KanunuMadde 67 Değişik: [18/2/1965-538/37 md.](Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik: 9/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meb- lağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.) Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra: 2/7/2012-6352/11 md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır. |
YETKİLİ MAHKEME
Yetkili mahkeme HMK m 6. Vd hükümlerine göre belirlenir. İİK itirazın iptali davası için özel bir yetki kuralı koymamıştır. Oysa borçtan kurtulma davası[m69,II], menfi tespit davası ve istirdat davaları[m 72,VIII, m.89,III,c.4] için özel yetki hükümleri kabul edilmiş olup, bu davalar icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde de açılabilir. Fakat itirazın iptali davası için böyle özel bir yetki ön görülmediğinden ve mahkemelerin yetkisinin ancak kanunlar düzenlenebileceğinden[AY m 142] icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi HMK m. 6 uyarınca yetkili değilse icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde itirazın iptali davası açılamaz.
Borçlu ödeme emrine itiraz ederken yetki itirazında bulunmamış olsa dahi; itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yetkili olup olmadığı ilk itiraz olarak ileri sürebilir. Yine borçlu ödeme emrine itiraz ederken yetki itirazında bulunmuş bile olsa itirazın iptali davasının açıldığı mahkemenin yetkisine de açıkça itiraz etmelidir.
GÖREVLİ MAHKEME
İtirazın iptali davasında görevli mahkeme genel mahkemelerdir.
- Kira alacakları için görevli sulh hukuk mahkemeleri[HMK m 4/a]
- Ticari dava niteliğinde olan itirazın iptali davaları için görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleri görevlidir. [TK M5/3]
- İcra takibinin konusu alacak bir özel mahkemenin[iş, tüketici vb] görevine alanına girmekte ise; itiraz iptali davası o mahkemede açılır.
- Alacaklı ile borçlu arasında tahkim sözleşmesi [HMK m 412 vd] bulunsa bile, alacaklı hakemde dava açmadan doğrudan doğruya icra takiben geçebilir. Borçlu İKK m.68-68/a uarınca itirazın kaldırılması yoluna başvurmayıp doğrudan İKK m 67. Uyarınca itirazın iptali davası açarsa borçlunun HMK 117/1 uyarınca cevap dilekçesinde HMK 116/b uyarıncaa tahkim ilk itirazında bulunabilir.
DAVA AÇMA SÜRESİ
- Alacaklı itirazın iptali davasını itirazın kendisine varsa vekiline tebliği[m.62,II] tarihinden itibaren 1 yıl içinde açabilir.[m 67,I]İtiraz alacaklıya tebliğ edilmedikçe itirazın iptali davasını açılması için öngörülen 1 yıllık süre işlemeye başlamaz.
- Dava 1 yıllık süre içerisinde açılırsa itirazın iptali davası niteliğinde olur ve ancak itirazın iptali davasında icra inkar tazminatına hükmedilebilir.
- Alacaklı süresi içinde itirazın iptali davasını açmazsa yaptığı ilamsız takip düşer. Fakat 1 yıllık süre geçmiş olsa bile alacaklı genel hükümlere göre alacağını dava etme hakkı saklıdır. Yani alacaklı alacağı zamanaşımına uğramadığı sürece genel veya özel mahkemede bir alacak[tahsil] davası açabilir. Ancak alacaklı böyle bir alacak davası sonucunda alacağı ilam ile eski düşmüş takibe devam edemez yalnız ilamlı icra takibi yapabilir[İİK m 32]
- Bazı istinai durumlarda itirazın iptali davası için 1 yıllık genel süreden başka 7 günlük özel bir sürede öngörülmüştür.[İİK m65,V ve m.264,II;IV]
HARÇLAR VE YARGILAMA GİDERLERİ
- İtirazın iptali davası genel hükümlere göre harca tabidir. [Harçlar Kanunu madde 28/a]Alacaklının takip talebinde bulunurken yatırmış olduğu 5/1000 binde beş peşin harç[Harçlar Kanunu m.29/1] kendisine geri verilir veya alacaklı isterse itirazın iptali davası harcına [Harçlar Kanunu madde 28/a] mahsup edilir[Harçlar Kanunu m29/III]
- Nispi harç ve nispi vekalet ücretine hükmedilir.
YARGILAMA USULÜ
- İtirazın iptali davası yargılama usulü bakımından genel hükümlere yani HMk’na tabidir[İKKm 67,I] İtirazın iptali davasında uyuşmazlığın niteliği ve bununla bağlantılı olarak görevli mahkemenin türüne göre yargılama usulleri farklılık gösterir. Görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemesi ise basit yargılama usulü; asliye hukuk/ticaret mahkemesi ise yazılı yargılama usulü uygulanır.
- Borçlu itirazın iptali davasına karşı cevap süresi içinde vereceği cevapta ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olduğu itiraz sebepleri ile bağlı değildir. Borçlu cevap ve ikinci cevap dilekçesinde bütün savunma sebeplerini bildirebilir.[HMK m.141]Kısaca borçlu ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmadığına bakılmaksızın bütün itirazlarını bildirmelidir.[HMK m. 141]
- Borçlu ödeme emrine itiraz ederken ayrıca ve açıkça imza inkarında bulunmamış olsa ve bu sebeple imzayı ikrar etmiş sayılsa[m.60/3, m. 62/V] bile itirazın iptali davasına karşı vereceği cevapta imzayı inkar edebilir.
- Borçlu ödeme emrine itiraz ederken yetki itirazında bulunmamış olsa dahi; itirazın iptali davasına bakan mahkemenin yetkili olup olmadığı ilk itiraz olarak ileri sürebilir.
- Borçlu ödeme emrine itiraz ederken zamanaşımı itirazında bulunmamış olsa dahi; itirazın iptali davasına bakan mahkemede cevap veya ikinci cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında bulunabilir. Mahkeme zamanaşımı olgusunu resen gözetemez.
- Alacaklı alacağının varlığını m 68/a tahdidi olarak sayılmış bulunana belgelerle bağlı olmayıp; alacaklı normal bir eda davasında olduğu gibi alacağın varlığını HMK’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir.
- İtirazın iptali davasında İİK m 68/b hükmü uygulanmaz. İspat yükü alacaklı davacıda olup alacaklı alacağının varlığını ispat ile mükelleftir. Davalı borçluda ödemenin yapıldığı ispat etmekle yükümlüdür. Her iki halde de ispat sınırının HMK m 200/1 sınırın aşan alacak ve ödemem tanık ile ispat edilemez.
DAVANIN SONUÇLANMASI
- Davanın reddi
- Davanın reddi kararı ve bu kararın kesinleşmesi ile takip konusu alacağın mevcut olmadığı kesin hüküm ile tespit edilmiş olur. Alacaklı borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamaz[HMK m 303] Bu ret kararının kesinleşmesi ile alacaklının başlatmış olduğu icra takibi iptal edilmiş olur.
- Davanın reddine karar veren mahkeme alacaklının kötü niyetle icra takibinde bulunduğunu kanıtlanması[takibin haksız olması yeterli olmayıp kötü niyetin kanıtlanması gerekir] ve borçlunun cevap layihasında[sonrasında talep edilmesi haline lacaklının muvafakati gerekir] talep etmesi halinde alacaklıyı % 20 kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum eder.[m.67/II]
- Kısmen kabul kısmen ret halinde her iki taraf kabul ve ret edilen kısımlar üzerinde tazminata mahkum edilir.
- Borçlu mahkemenin lehine verdiği tazminat kararına dayanarak ilamlı takip yapabilir. Bunun için tazminat kararının kesinleşmesi şart değildir.
- Davanın Kabulü
- Mahkeme genel hükümlere göre yapacağı inceleme sonucunda borçlunun borçlu olduğuna kanısına varırsa borçlunun itirazının iptaline ve şartları varsa icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verir. Mahkemenin hüküm kısmında itirazın yapıldığı icra dosyası açıkça yazılmalıdır.
- İtirazın iptaline karar veren mahkeme davalı borçluyu yargılama giderleri ile nispi vekalet ücretine mahkum edilmesine karar verir. [HMK m.326] Davalı davayı ilk oturumda kabul etse dahi yargılama giderlerine mahkum edilir.
- İtirazın iptali halinde varsa ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür.[m.267,V]
- İtirazın iptali davasını kabulünün genel sonuçlarından başka icra hukuku bakımından 2 önemli sonucu vardır; Birincisi; itiraz ile duran takibe devam edilmesi ikincisi ise; borçlunun % 20 inkar tazminatına mahkum edilmesidir.
- İcra takibine devam edilmesi: alacaklı itirazın iptali kararı üzerine itiraz üzerine durmuş olan[m 66] ilamsız icra takibine[aynı icra dosyası üzerinden devam edilmesini isterse yargılama giderleri ve tazminat için ilamlı takip de yapabilir] yani borçlunun mallarının haczedilmesini isteyebilir.
- Haciz isteme süreleri kararın kesinleşmesine kadar işlemez.
- İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının ilamsız icra takibine devam edilmesini[haciz,satış ve veznedeki paranın ödenmesi] isteyebilmesi için bu kararın KESİNLEŞMESİ ŞART DEĞİLDİR. Fakat itirazın iptali kararını temyiz eden borçlu Yargıtay’dan icranın durdurulmasını isteyebilir[HUMK M443. Ve İİK m 36]
- Yine alacaklı bu davayı kazandıktan sonra genel haciz yoluna değiştirerek borçluyu iflas yoluyla takip edebilir.
- Borçlunun % 20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesi: Mahkeme borçlunun itirazın haksızlığına karar verirse; borç miktarının asgari % 20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verir. Şartları: 1-Geçerli bir ilamsız takip yapılmış olmalıdır. 2-Borçlu süresi içinde itiraz etmelidir. 3-Davanın 1 yıllık süre içinde açılması gerekmektedir. 4-Borçlunun itirazının haksız olması olması yani muayyen belirli likit bir alacağı itiraz etmiş olmalıdır. Likit alacaklar: kira alacağı, vekalet ücreti, kredi sözleşmesinden kaynaklı alacaklar, ihbar ve kıdem tazminatı alacağı, aidat alacağı, çeke dayalı alacak, elektrik tüketim bedeli vb. Likit olmayan alacaklar: haksız fiilden doğan alacaklar, kaçak su kaçak elektrik haksız fiilden doğduğundan likit değildir. Kasko rücu alacağı, sebepsiz zenginleşmeden doğan alacaklar…
KESİN HÜKÜM VE KARARIN İCRASI İÇİN KESİNLEŞME HUSUSU
- İtirazın iptali davası sonucunda alacağın esası hakkında hüküm verildiğinde mahkemenin itirazın iptali kararı veya itirazın iptali davasının reddi kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder. Bu nedenle itirazın iptali davasının müddeabihi olan alacak artık[aynı dava sebebinden dolayı ve aynı taraflar arasında] yeni bir dava konusu olamaz
- İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının ilamsız icra takibine devam edilmesini[haciz,satış ve veznedeki paranın ödenmesi] isteyebilmesi için bu kararın KESİNLEŞMESİ ŞART DEĞİLDİR. Fakat itirazın iptali kararını temyiz eden borçlu Yargıtay’dan icranın durdurulmasını isteyebilir[HUMK M443. Ve İİK m 36
- Borçlu mahkemenin lehine verdiği tazminat kararına dayanarak ilamlı takip yapabilir. Bunun için tazminat kararının kesinleşmesi şart değildir.